Serebrovasküler hastalıklar; merkezi sinir sistemlerinin beslendiği damarların yapı bozukluğuna uğramasıyla oluşur. Bu deformasyonlar, arterler ve venlerde tıkanmalar veya kanamalar şeklinde kendini gösterebilir. Her iki oluşumda da fonksiyonel nörolojik deformasyonlar meydana gelir. Damar tıkanıklıklarında dokuların oksijen ve beslenme ihtiyaçları karşılanamaz. Kanama oluşumlarında ise beyin dokuları içine veya çevresine kan sızmaları söz konusu olur. Serebrovasküler hastalıklarının tanımlanması için beyin krizi, strok ya da inme terimleri sıklıkla kullanılmaktadır. Serebrovasküler hastalıklar klinik olarak tromboz, emboli ya da kanamalar olacak şekilde üç tipte kendini gösterir.
Serebral Tromboz
Kanın, damarın (arterler ya da venler ) iç duvarında veya bir organda çeşitli sebeplerle pıhtılaşmasına tromboz denilmektedir. Meydana gelen pıhtıya ise trombus denilmektedir. Tromboz beyni besleyen damarlar oluşumlarında meydana gelirse bu oluşuma serebral tromboz adını verilir.
Serebral Tromboz Etyolojisi
Genel olarak kan akımlarının yavaşlaması ile beraber damar duvarlarındaki aterosklerotik veya enflamatuar değişimler bir araya gelir ve trombozu oluşturur. Tromboz oluşumlarına sebep olan diğer faktörler ise şu şekildedir:
- Bireylerde hipertansiyon olması (Kalbin fonksiyonları üzerine olumsuz etkileri olduğu gibi serebral damarın ilerleyici şekilde daralmasına da sebep olur.),
- Diyabetes mellitus (Damar endotelinde deforme oluşumuna sebep olur.),
- Hiperlipitemi oluşumu gözlemlenebilir,
- Hematokrit değerlerinin % 55 ve üstüne çıkması
- Polisitemi meydana gelmesi,
- Trombosit sayılarının 500.000 /mm3 ün üstünde seyretmesi,
- Kollajen doku hastalıklarının oluşumu,
- Bireylerin obezite olması,
- Düzenli egzersiz yaşamına sahip olunmaması,
- Sigara kullanılması,
- Aşırı alkol tüketiminin olması,
- Oral kontraseptifler gözlemlenmesi
Serebral Tromboz Belirtileri ve Bulguları
Belirtiler ve bulgular tıkanmış olan arterlerin beslemiş olduğu beyin bölgesine ve beyin dokularına göre ve meydana getirdikleri hasarlar doğrultusunda değişiklik göstermektedir. Oluşum gösteren bu belirti ve bulgular şu şekilde sıralanabilir;
- Baş ağrıları görülebilir
- Görme deformasyonlarının gözlemlenmesi,
- Göz fonksiyonlarında bozukluk (göz kaslarında paralizi oluşumu),
- Konuşma yetisinde meydana gelen deformasyonlar,
- Bilinç bulanıklıklarının oluşumu,
- Kollarda ve bacaklarda meydana gelen gelip geçici uyuşma hissi,
- Kaslarda meydana gelen güç kayıpları veya paralizidir (Bireylerin kollarını ve bacaklarını hareket ettirememesi durumudur. Halk arasında bilinen adlarıyla Felç veya inme)
Serebral Tromboz Tanı Yöntemleri
- Hastanın anemnezinin alınması sağlanır.
- Klinik değerlendirmeler yapılır.
- Nörolojik muayene yapılır
- Beyin bilgisayarlı tomografi çekimi istenir
- Beyin manyetik rezonans görüntülemesi istemi yapılır
- Laboratuvar tetkiklerinin yapılması sağlanır.
- Genellikle hastalara yapılan lab tetkiklerinde BOS proteinleri, serum kolest. ve trigliserid miktarları yüksek çıkar.
- Kesin tanının konulması , serb. anjiografi ve damar kan akımı ölçülmesiyle dopler anjiografi ile konulmaktadır.
- Tedavi yöntemi olarak tıbbi yöntem kullanılabildiği gibi cerrahi girişimde kullanılabilir.
Serebral Emboli
Dolaşım sistemi kaynaklı ve bu koldan kaynaklanan pıhtılaşma, yağ, hava kütlesi gibi oluşumların periferik damarda tıkanıklık meydana getirmesine emboli denilmektedir. Embolioluşum yerine göre isimlendirilmektedir. Eğer beyin damarında/ damarlarında gözlemlenmiş ise serebral emboli adını alır. Tromboz oluşumunun emboli oluşumundan farkı, damarda meydana gelen pıhtılaşmanın damarı tıkamasıdır. Emboli genel itibariyle kalp kapaklarındaki deformasyon sonucunda meydana gelen pıhtının dolaşım sistemlerine katılması ve damarı tıkaması ile kendini gösterir. Emboli ani oluşumludur birden başlar ve sıklıkla geçici iskemik atak göstermez. Damar tıkanıklığının arkasında ise beyin dokularında beslenmeler, oksijenlenmeler bozulmaya başlar ve inme gelişir.
Serebral Emboli Etyolojisi
- Konjestif kalp yetmezliklerinin meydana gelmesi,
- Atrial fibrilasyon oluşumlarının gözlemlenmesi,
- Akut miyokart enfarktüsü gelişiminin gerçekleşmesi,
- Endokardit meydana gelmesi,
- Romatizmal kalp hastalıkların baş göstermesi (Aort ve mitral kapak deformasyonları),
- Eksrasistoller
- Çeşitli cerrahi girişim işlemleri sonralarında meydana gelen kırık oluşumlarına bağlı olarak (yağ embolisi ve hava embls.) gerçekleşebilir.
- Bir takım tümör gelimlerinde, neoplaziler de emboli oluşumuna sebep olabilir.
- Bakteriyel endokardit oluşumları da diğer bir septik emboli nedeni olabilmektedir.
Serebral Emboli Belirtileri ve Bulguları
Beyin dokularındaki hasarların derecelerine göre farklı belirtiler ve bulgular meydana gelir. Genellikle tromboz oluşumuna göre daha hızlı ve yaygın alanlı doku deformiteleri mevcuttur. Bu nedenle daha ağır bir klinik tablo gözlemlenebilir. Bu oluşturulan tabloda meydana gelebilecek belirti ve bulgular şu şekildedir;
- Hemipleji oluşumu meydana gelebilir. (Bireylerin vücudunun sağ veya sol bölümünde, tektaraflı meydana gelen paralizi oluşumudur),
- Parapleji oluşumunun kendini göstermesi ( Bireylerin vücudunun her iki tarafında da meydana gelen paralizi durumudur),
- Görme duyusunda meydana gelen çeşitli hassasiyetler/ deformiteler meydana gelebilir ( Yarım görme/ hemianopsi ),
- Ani gelişen bilinç kayıpları gibi farklı derecelerde nörolojik belirtiler meydana gelir.
Serebral Emboli Tanı Yöntemleri
- Hastanın anemnezinin alınması sağlanır.
- Hastaların fiziki muayeneleri ve nörolojik muayeneleri gerçekleştirilir.
- Ayrıca gerekli görüntüleme yöntemlerinden de yardım alınabilir. ( Bilgisayarlı Tomografi/ Manyetik Rezonans / Anjiyografi vb. )
Serebral Emboli Tedavisi
Emboli oluşumunun nedeni araştırılarak hastalığın oluşum nedenine yönelik tedavi uygulamasına gidilir. Emboli oluşumu sonrasında nörolojik sekel gelişmişimi gözlemlenmişse erken dönemde hastalar derhal rehabilitasyona sevk edilmelidir. Hastalara en uygun rehabilitasyon programı hazırlanmalı ve hastalar programa uymaları konusunda teşvik edilmelidir.
NOT: İçerik bilgi amaçlı olup yalnızca bu bilgilere bakılarak kesinlikle teşhis ve tedavi uygulanmamalıdır.